Ankara’dan gelen misafirlerimizle, deniz kenarında bir kahvaltı edelim istedik. Rumelihisarı’nda elbet bir yer buluruz diyerek, çıktık yola. Güne geç başlamasıyla tanıdığım İstanbul halkı beni yanılttı; saat 10’da her yer tıklım tıklımdı. Şunu unutmuşum: İstanbul artık o kadar kalabalık ki, her saat başında güne başlayan yaklaşık 1 milyon İstanbullu olabilir. Cafe Nar, tıklım tıklım gözükmediğinden daldık içeriye.
Daha önce Küçük Gurme bahsetmişti Cafe Nar’dan… Öncelikle kahvaltıda yenilebilecek her türlü seçenek menüde mevcut. (Daha önceki Zeytin Dalı hüsranımıza benzemiyor.) Biz masaya bir egg benedict, bir Aslı’nın tabağı, bir sosisli sahanda yumurta, bir tost tabağı, bir portakal suyu ve çay istedik. Yumurta hariç hepsinin resimlerini çektim. Porsiyonlar büyük ve kesinlikle insanın gözünü de, karnını da doyuracak cinsten. Herkes ısmarladığını beğenerek yedi.
Olumlu özelliklerinden bahsetmek istiyorum: Çok cici masa örtüleri var, kırmızı kırmızı; sıcak bir ortam yaratmışlar. Servis hızlı ve samimi. Sahipleri olduğunu düşündüğüm 2 bey vardı ve koşturup duruyorlardı. Çocukla gittiğimizden, türlü türlü kamış-portakal suyu kaprislerimizi anında yerine getirdiler. Ben, sanki lütfedip de size yemek getiriyormuş gibi davranan garsona sahip yerlere gitmiyorum artık. Bir de servis elemanının afra tafrasını mı çekeceğim? Tuvaletleri çok temiz.
Fiyatlar çok uygun diyemeyeceğim; ancak yediklerinizle doyuyorsunuz ve önünüze diğer yerlerde gelmeyen özgün bir tabak geliyor. Bu açılardan düşünüldüğünde (Hele Abra Cadabra’daki kahvaltı hüsranından sonra), bana fiyatlar da iyi geldi. Toplam 4 yetişkin, 1 çocuk 75 TL hesap ödedik. Evde 10 dakikada hazırlayabileceğiniz tabaklar ve yanındaki sayılı dilim ekmek için ödenen fahiş fiyatlar beni çok rahatsız ediyor.
Bana olumsuz gelen şeyler: Tabaklar gerçekten çok hoş, ama yumurtanın yanında meyveler olması biraz tuhaf oluyor. Yumurtanın sarısı akıp bir kivi parçasına bulaşabiliyor. Tüm Hisar cafeleri gibi, otomobil gürültüsünü çekmek zorundasınız.
Bir babayigit ciksa da su ingilizce menulere bir son verse!!! Egg benedict varmis!
Bir hafta sonu bir kahvaltı için bu kadar para ödenmez diye düşünüyorum.Bu devirde çok para….
lezizto
Cafe Nar cok tatlı bir yer.. Ruhu var :)
Merhabalar.. Mekan, fotoğraflarla çok çekici görünüyor gerçekten de. Kendi sitelerinden mönülerini incelediğimde “bacon” gördüm. Gerçekten de bildiğimiz domuz etini mi sunuyorlar. Bilgi verebilirseniz memnun olacağım.
Bacon aslen domuz etinden yapılsa da, ülkemizde dana etinden ve hatta deve kuşu etinden bile yapıldığı oluyormuş. Ama bacon’la hiç aram olmadığından, Cafe Nar’ın menüsündeki bacon domuz etinden mi hiç bilmiyorum Zehracım; mutlaka sormak gerek.
Teşekkür ederim alâkanıza. Sevgiler..
Sokak kedisi’ne..’Egg Benedict’i nasil cevireceksiniz Turkce’ye? Ingilizler ‘baklava’, ‘kadayif’, ‘feta’ vs diyorlar, cevirmiyorlar kendi dillerine. Ozgun olan isimleri cevirmemek lazim bence.
hesapta alkol satılmayan (yanındaki camiden ve türbeden dolayı) ama gün bitiminde mekan sahibi ve arkadaşlarının porselen bardak ve kupalarda bilimum içkiyi tükettiği ilginç ve de değişik mekan…
Demek öyleeee:)