Böyle bir laf varmış, büyüklerimiz tembihlermiş; ama ben ilk defa duydum: “Su oturularak içilir, ayakta içilmez.”
Prof. Dr. Ahmet Aydın’ın, Taş Devri Diyeti adlı kitabını okuyorum da, orada okudum. Çok şaşırdım. Kitap, genel manasıyla çok ilgimi çekti ve söylediklerinin büyük bir kısmını çok mantıklı buldum. Beslenmeyle ilgili olanların, okumasını tavsiye ederim. Bakın doktor aynen nediyor:
“Ayakta duran insan eğer sıvı gıda içerse, sıvı doğrudan doğruya onikiparmak bağırsağına geçer. Eğer insan sıvı gıdayı oturarak içerse, bunlar önce midede birikir; asitle karışarak mikropları ölür ve sonra onikiparmak bağırsağına geçer. Bu durumda oturarak su içme usulüne uymakla, insan kolera dahil birçok bulaşıcı hastalıktan korunmuş olur.”
Postu yayınladıktan sonra, konuyla ilgili tam ters yönde bir yorum daha geldi. Onu da yayınlamak lazım diye düşündüm. Yine, her mecrada yapıldığı gibi, iyice kafa karıştıran bir bilgi aktarımı oldu, maalesef. Artık kimin kafasına hangisi yatarsa, ona inanacak. Yorumu yapan, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ni en iyi dereceyle bitirmiş, şu an Amerika’da yaşayan bir doktor.
“ 1) Su içme şekli hakkında söylenen bu şeyler kesinlikle doğru değil. Çünkü aç karnına olduğu müddetçe ne şekilde olursa olsun, duodenuma (onikiparmak bağırsağı) hızlı bir şekilde karışmak üzere ayrı bir yol izler. Yani midede transit hızlıdır, ancak yine de mide asiti ile karışarak en uygun şekilde dezenfekte olmaya çalışılır.
2) Yazarın beslenme hakkında yazdıkları bütün bilim çevreleri tarafindan çürütülmüştür. Özellikle yağlarla ilgili yazdığı şeyler tamamiyle hurafeden ibaret. Beslenme konusunda şu anda en iyi bilgiyi American Heart Association vermektedir. Oraya bakmanı tavsiye ederim.”
Ben şahsen yazarın yağlarla ilgili söylediklerine inanıyorum. En iyi yağların sızma zeytinyağı ve has tereyağı olduğunu düşünüyor. Kuyruk yağı, iç yağını da öneriyor; ama o kısmı geçiyorum. Diğer tüm sıvı yağların ve margarinlerin gereksiz olduğunu söylüyor. Omega 3’ün son derece faydalı olduğunu ve düzenli alınması gerektiğini söylüyor. Beyaz un, beyaz şeker ve aspartamdan, zehirler olarak bahsediyor. Ayrıca kutu sütlerine ve şu an piyasadaki yoğurtlara savaş açmış durumda. Emin olduğunuz bir yerden taze süt bulun ve yoğurdunuzu öyle yapın diyor. Yumurta çok iyidir diyor.
Genel hatlarıyla önerdikleri bunlar. Benim aklıma son derece yatkın. Zaten iç yağı, kuyruk yağı hayatımda olmadığından, pek sorun etmiyorum. Ama şu söylenenlerde, bütün bilim dünyasının şiddetle çürütülebileceği ne var ki??? Zaten sütlerle ilgili bir soru işaretimiz yok muydu yıllardır? Aspartam denen kimyasal bir maddeyi mi savunacağız? Beyaz un, beyaz şekeri mi tavsiye edeceğiz? Yoğurdunuzu evinizde yapmayın, hazır alın mı diyeceğiz? Zeytinyağı veya tereyağını mı kötüleyeceğiz?
Suyla ilgili açıklaması, bilimsel olarak kuvvetle savunulamayabilinir. Zaten neyse ki, suyu oturarak veya ayakta içmek çok ölümcül birşey değil. Buyurun size tezler… Karar sizin.
Not: Bazen diyorum, ne diye burnunu böyle şeylere sokuyorsun GIA. Otur evinde sıcak sıcak, geç bir Türk dizisinin karşısına, ooooohhh:) Rahat, rahat otur… Sana ne böyle, beslenme trendlerinden, su içme biçimlerinden falan:)
Ataerkil veya anaerkil bir toplum olmanın, duyduğumuz şeyleri etkilediğini sanmıyorum.
Komik bulduğunuz veya ayıpladığınız bir konuda içinize ancak bu şekilde su serpebilirsiniz.
Ayrıca tanımadığınız insanların, tanımadığınız, onlar doğduğunda hayatta olup olmadıklarını dahi bilmediğiniz ailele fertleri ile ilgili ithamlarda bulunmaktan da vazgeçin.
Birgün ben de, bana salık verilen birkaç şey söylerim, siz de onu duymamış olursunuz; ben de sizi komik bulurum bakarsınız… Sizin anneanneniz, dedeniz uyuyor muymuş da böyle salık vermiyormuş? derim.
Ama çekildiğimiz köşemizden, göz önünde olana saldırmak lazım değil mi?
Bu konuda artık ne yazarsanız yazın, cevap vermeyeceğim.
Sevgili GIA, sana anlasilan baban okkali bir tokat atmamis ki atadan duyulanin anadan duyulandan daha iyi yer edecegini anlamamissin :)
Dinimizde kalp kırmamak da önemlidir diye biliyorum ben ama.Allah her şeyi affeder de kul hakkını affetmez.
Konu din oldu mu bir alınganlık,bir hassasiyet.Sanki tek müslüman benim ya da sensin ya da o.Biraz abartmıyor muyuz? Yani çok açık bir saygısızlık yokken bir insanı kırmayı göze almak anlamlı mı?
Burada yazılan bir cümleyi hatta kelimeyi alıp bir tartışma haline getirmek saçmalığın daniskası.Yazar ‘hayır böyle bir kastım yok’ dediği halde ısrar etmek hele nasıl açıklanabilir bilmiyorum.
Ataerkil anaerkil kısmında ise ben kendimi kaybettim:)
Lütfen bu tip yorumlara takılmayın,severek izliyoruz sizi.
Sevgiler..
Valla Allah razı olsun Öykücü, cidden Allah razı olsun:))))) Beni anlayanlar da varmış demek….
Her kelimen için teşekkür ederim.
Bu peygamber efendimizin bir sünneti. Paylaşmakla çok iyi ettin, teşekkürler.
Ne kadar da ilgisiz ve gereksiz konular bulup, sonucta agzimizdan cikani duyamayacak hale geliyoruz. Suyu ayakta degil de oturarak icmek Peygamberimizin bir sünnetidir diyerek dayatmak yanlistir. Cünku bu davranis Peyhamberimizin degistirilebilir sünnetlerindendir. Yani ona has bir davranistir ve her müslüman icin sart kosulmus bir sey degildir. Biraz arastirirsaniz mutlaka dogruyu bulursunuz. Ben bir ögretmen ve bir futbol antrenörü olarak bu konuyu yillar önce Antrenör kursunda Sporcu beslenmesi uzmanina sormustum ve aldigim cevap hem dini acidan böyle bir sartin olmadigi hem de saglik acisindan hic bir kaniti olmadigi seklindeydi. Daha sonra ben bu hususu almanca ve ingilizce dillerde de arastirdim ve hic bir yerde saglik acisindan suyun ayakta degil de cökerek veya oturarak icilmesi gerektigine dair bir cümleye rastlamadim. Eger aksini iddaa eden varsa bana da nereden buldugunu yazarsa memnun olurum. Ancak cok daha önemli olan suyu ne sekilde degil de ne miktarda ve ne zaman icecegimiz konusundaki yanlislarimizi düzeltmek daha önemli ve dolayisiyle daha saglikli olacaktir. herkesin biraz arastirma yapmasini tavsiye ederim…
Ben peygamber efendimizin hadislerinde hep hikmet gördüm. Tüm davranışlarında bir hikmet olduğu gün geçtikçe daha çok anlaşılıyor veya yeniden farkediliyor.Dinimizde,önce gelen vahye yani Kuran-ı Kerim’e akıl ile iman edilir.Düşünmeyene aklı olmayana yoktur. Ama bu da yetmez kalb ile iman etmek gerekir. En nihayetinde akıl ile iman etmek de bir kademedir fakat kalb ile iman etmenin sonsuz mutluluğu getirdiğine inanılır.Peygamber efendimizin ahlakı da hepinizin bildiği gibi Kuran ahlakıdır.Yani Kuran ve sünnette bir yere kadar felsefe olur ama daha fazla gidilmez.Kalb ile iman da bu ahlakı yaşayarak olur. Bilimde ise kesin doğrular yoktur. Bu gün ortaya konulan tezler teoriler herneyse… Yarın çürütülür. Yerine daha doğrusu gelir. Yani bilimdeki kurallar aksi iddia edilene ve çürütülene kadar doğrudur. Fakat İslamiyette kesin doğrular vardır ve bu doğrular hayatta bize rehber olurlar.
Kalb imiş her va var alemde
İlim bir kıyl-u kal imiş ancak
Fuzuli
Bir de şu vardır ki peygamber efendmiz. Suyu oturarak da içmiştir ayakta da içmiştir. Ama ayakta içtiği zamanlar oturmaya müsait olmadığı zamanlardır. Yani dayatmamak gerekir.
114) Ayakta Su İçilebileceği, Oturarak İçmenin İse Daha Uygun Olduğu
768. İbni Abbas radıyallahu anhümâ şöyle dedi:
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e zemzem verdim. Onu ayakta içti.[1]
769. Nezzâl İbni Sebre radıyallahu anh şöyle dedi:
Ali radıyallahu anh Bâbü’r–rahbe’ye geldi ve ayakta su içti. Sonra da:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in benim içtiğimi gördüğünüz gibi su içtiğini gördüm, dedi.[2]
770. İbni Ömer radıyallahu anhümâ şöyle dedi:
Biz Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in zamanında, yürürken bir şey yer, ayakta iken de su içerdik.[3]
771. Amr İbni Şuayb’ın babasından onun da dedesinden rivayet ettiğine göre, dedesi (Abdullah İbni Amr İbni Âs) şöyle dedi:
Ben Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in ayaktayken de otururken de su içtiğini gördüm.[4]
772. Enes radıyallahu anh’ın rivayetine göre Resûl–i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem bir kimsenin ayakta su içmesini yasaklamıştır.
Râvi Katâde şöyle dedi:
– Biz Enes’e, ya ayakta yemek nasıldır? diye sorduk. Enes:
– Ayakta yemek daha beter (veya kötüdür), dedi.[5]
Resûl–i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem “Ayakta su içmeyi yasaklamıştır” ifadesi, Müslim’in bir başka rivayetinde “Ayakta su içmekten men etmiştir” (zecere) şeklinde geçmektedir.[6]
773. Ebû Hüreyre radıyallahu anh’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Hiçbiriniz ayakta su içmesin. Unutarak içen de kussun!”[7]
* Ayakta su içmenin caiz oluşuna dair rivayet edilen hadisler yasaklayan hadislerden daha çoktur. İmam-ı Buhari ayakta su içmenin bir sakıncası olmadığı kanaatine varmıştır.[8] Müslümanlara su ve benzeri şeylerin alışkanlık haline getirmemek şartıyla ayakta içilebileceğini fakat oturarak içmenin daha uygun olacağı öğretilmek istenmiştir. “Ayakta su içen kussun” sözü kesin bir emir olmayıp haramı gerektirecek şekilde bir sakındırma değildir, demişler hadisleri nakleden alimlerimiz. Sonuç olarak çarşıda pazarda, otogar ve terminallerde, hava meydanlarında ve benzeri dünyanın değişik yerlerinde oturacak yer bulamayanlar ayakta da su ve meşrubatlarını içebilirler. Ama oturarak içmenin sağlığa daha elverişli olduğu da gözden uzak tutulmamalıdır. [9]
——————————————————————————-
[1] Buhârî, Hac 76, Eşribe 76; Müslim, Eşribe 117–119. Ayrıca bk. Nesâî, Menâsik 166; İbni Mâce, Eşribe 21.
[2] Buhârî, Eşribe 16.
[3] Tirmizî, Eşribe 12. Ayrıca bk. İbni Mâce, Et`ime 25.
[4] Tirmizî, Eşribe 12. Ayrıca bk. Nesâî, Sehv 100.
[5] Müslim, Eşribe 113. Ayrıca bk. Tirmizî Eşribe 11.
[6] Müslim, Eşribe 112, 114.
[7] Müslim, Eşribe 116.
[8] Tecrid tercümesi 12/55.
[9] Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazu’s-Salihin Tercümesi: 247.
Kaynak:http://kitap.mollacami.com/riyazus-salihin/konu-4235.htm