Daha ayrıntılı mevzulara girmeden önce, diyetisyen Serap hanım, kışın en soğuk günlerini yaşadığımız şu günlerde en çok dikkat edilmesi gereken noktaları özetledi:
Yağı, kaloriyi ve porsiyonları azaltın. Soğuk havaya karşı direnmek ve üşümemek için vücut deri altı yağ dokusunu kalınlaştırmak ister. Yağlanmanın olması için fazla kalori gelmelidir; bu nedenle vücut iştahı açar. Bu olumsuz etkiden korunmak adına daha az yağlı beslenmeye dikkat etmeliyiz. Bununla beraber porsiyon kontrolümüzü de sağlamalıyız. Yüksek enerji veren şekerli ve unlu/hamurlu besinlerden az sıklıkta ve az porsiyonda yemeliyiz. Doymuş yağdan (tereyağı, margarinler, işlenmiş yağlar) kaçınarak, doymamış yağlara (zeytinyağı, ayçiçek yağı, mısırözü yağı, fındık yağı, soya yağı, kanola yağı) yönelmeliyiz.
Hareketi ve posalı beslenmeyi arttırın. Kışın daha hareketsiz olduğumuz için metabolizmamız yavaşlamaktadır. Bu nedenle kabızlık sorunu daha sık ortaya çıkmaktadır. Sebzeler, meyveler, tam tahıllar, kurubaklagiller, yağlı tohumlar sindirim sistemimizi çalıştıracak olumlu etkiye sahiptir.
Günde en az 2 kez düşük/normal yağlı süt ve süt ürünleri tüketin. Kış mevsiminde azalan güneş ışığı ve kapalı giysiler nedeniyle D vitamini eksikliği gündeme gelebilir. Bu nedenle süt ve süt ürünlerinde bulunan kalsiyum, fosfor ve D vitamini kemik sağlığımız için son derece önemlidir.
Her gün 5 ya da daha fazla porsiyon sebze ve meyve yiyin. Kış mevsimine ait meyve ve sebzelerini tüketin. Bağışıklık sistemini güçlendirmek için sebze ve meyvelerin desteğine çok ihtiyacımız vardır. Çünkü vücudumuzu hastalıklardan korumak için gerekli tüm vitamin ve mineraller bu besin grubunda fazlasıyla yer alır. Özellikle çeşitli beslenme yoluna giderek tüm bu faydalı ögeleri daha etkin hale getirebiliriz. Çeşitlilikten emin olmak için gruplandırmadan yararlanınız.
- Narenciye ürünleri (portakal, mandalina, limon, greyfurt, kamkat vb.)
- Minik taneli, kırmızı renkli meyveler (siyah üzüm, nar, kuru erik, kuru yaban mersini, vb.)
- Sarı ve turuncu renkli meyveler (kuru kayısı, armut, muz, mango, elma, vb.)
- Yeşil ve koyu yeşil yapraklı sebzeler (ıspanak, pazı, yeşil biber, maydonoz, roka, tere, marul, kıvırcık, salatalık, fesleğen, vb.)
- Sarı, turuncu, kırmızı sebzeler (havuç, kabak, balkabağı, turuncu biber, kırmızı biber, domates, vb.) Özellikle karnıbahar, pırasa, lahana, ıspanak, kereviz, brokoli gibi kış sebzelerini sıkça tüketin. Sarımsak ve soğan tüketiminizi arttırın. Bu sebzelerin yapısında bulunan kükürtlü bileşikler kötü kokmasına rağmen kansere karşı koruyucu ve bağışıklık sistemini güçlendirici etkilere sahiptir. Hastalıklara karşı harika savaşçılardır.
Haftada 2-3 kez balık tüketin. Kış mevsimi balık mevsimidir. İçeriğindeki omega-3 yağ asitleri ve deniz ürünlerinde bulunan selenyum minerali yapılan pek çok araştırmada kalp damar sağlına dost ve bağışıklık sistemini güçlendiren maddeler olarak bulunmuştur (Mesela alabalık çanağında patates, tavada pratik somon veya sebzeli levrek).
Vücudunuza su verin. Kış mevsimiyle beraber su ihtiyacı azalmaktadır; çünkü terleme aktivitesinde azalma yaşanır. Pek çok kişi kışın su içmeyi ihmal eder. Metabolik faaliyetlerimizin düzenli ve sağlıklı olabilmesi için su tüketimine dikkat etmeliyiz. Ortalama 2 litre su içilmesi yeterli olacaktır.
Vücudumuzu ısıtacak ve canlandıracak içeceklerden ve baharatlardan faydalanın. Siyah çay, yeşil çay, kahve, ıhlamur, adaçayı içerek; karanfil, tarçın, zencefil, karabiber ile yemeklerimizi tatlandırarak, soğuktan biraz uzaklaşabiliriz.
GIA’cığım senin aracılığın ile Serap Hanım’a da çok teşekkür ediyorum. Bu yazıyı eşimin gözüne soka soka okutacağım “Meyve konusunu özellikle”. Kolay oluyor diye yediği tek meyve muz çünkü. Neyse, balıktan yırttık en azından. Bana kalsa hergün balık yiyebilirim :)
Rica ederiz… Meyvelerle ilgili daha ayrıntılı bilgiler de veririz ileride. Ben de yeni yeni meyve yemeğe başladım; Serap hanım sayesinde:) Ama bayağı olumlu etkisini görüyorum.
Bana da biri hazırlasa önüme koysa, sonra da önümden kaldırıp bulaşığını falan halletse; hergün balık yiyebilirim. Ama aksi taktirde çok zahmetli geliyor bana maalesef.
Yazımı beğenmenize çok sevindim :) bundan sonra en çok merak edilen konularda yazılar yazmaya devam edeceğim…
Balık konusunda pratik bir önerim olacak.Özellikle kılçıkla uğraşamam derseniz ayıklanmış ve kılçığı alınmış balıkları satın alabilirsiniz.Fırın poşetinde pişirerek hem koku hem de tepsi bulaşığı sorunlarını da halledebilirsiniz.Hatta balık kendi suyunda/buharında pişeceği için daha da lezzetli olacaktır.
Kanada’li bir arkadasim (ozellikle cok soguk bir bolgesinden) orda yasayan insanlarin kisin dogal bir bicimde en az 7-8 kilo aldiklarini soylemisti, dikkat etmeyenin vay haline!
Aramiza hosgeldin Serap,
dogru zamanda dogru yazi ile basladigini dusunuyorum,
bu karli yanar doner soguk havalarda ancak senin yukardaki receten bizi koruyabilir.