Kawasaki hikayemizin devamı…

, GIA

kawasaki hastaligi

Bir önceki postumda heyecanla beklediğimizi söylediğim eko 19. gün çekildi. Doktor damarların çoğunda oldukça görülür şekilde toparlama olduğunu söyledi. (Hatta normal sınırlar içindeler artık da, herkes söylemeye çok korkuyor.) Önceki ekoda gözüken, damardaki hafiiiiifçecik bombeli kısmı da göremediğini söyledi. O sırada komik diyaloglar da geçti aramızda. Doktor, herhangi bir problem görEmediğini söyledi. Biz o bombeli kısım üzerinde o kadar odaklanmışız ki, peki o bombe olan kısım ne olmuş diye bir daha sorduk. ‘GörEmedim dedim ya’ diye bizi ufak çaplı azarladı:) Ama ne bileyim, ”görEmedim” deyince benim anladığım, çocuk doğru durmuyor göremedim, çocuk ağlayıp duruyor nasıl göreyim, bu açıdan gözükmedi, vs gibi bir görememe durumu. Neyse, isterse sopayla kovalasın, pek de umrumda değildi o saatte doktorun azarı.

Moralimiz düzgün şekilde evimize döndük. Kawasaki çocuklarda biraz hırçınlık ve asabiyet yaratırmış. Hem Kawasaki, hem de sıradışı hastane ve sonraki ev dönemi derken; kızımda gerçekten bir değişiklik var. Eskiden de çok uslu ve sakin bir çocuk olduğu asla söylenemezdi, şimdiki durumu tahmin etmeniz güç:) Olsun, bu da elbet geçer diyoruz.

Kawasaki’nin bir iyi tarafı da, eskiden olan ve büyük olarak nitelediğiniz problemler, şu an yan problemler haline gelebiliyor. Ayrıca hiç yapmadığınız şeyler de normalleşiyor: Mesela sabah aç karnına alması gereken ilacı asla almadığı için (munis bir çocuk olmadığını söylemiştim), şokellanın içine gömerek verdik günlerce. Sonraki günler çikolatalı muhallebiye gömerek devam etti. 3 sene boyunca toplamda en fazla 10 kere çikolata yemiş çocuk, son 1 ayda her gün bir şekilde çikolatalı birşeyle muhattap. Veya yukarıda, ‘Mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?‘ isimli fotoğrafta olduğu gibi durumlar normalleşmişti. 3 yaşında kurtlu bir çocuğu hastanede 9 gün başka nasıl tutabiliriz ki? (Bir de koridorda dolaşmamasını da söylemişti doktor, enfeksiyon kapmasın diye.) Olsun buna da sağlık olsun. Arkadaşım Beliz’in dediği gibi: Başımıza ne geliyorsa brokoliden geliyor zaten:)

En tehlikeli 20 günü atlattık çok şükür. Bu arada, yapılmaması gerekse de ben birçok forum da okudum. Hepsi de yurtdışındaki forumlardı. 10 yaşında Kawasaki teşhisi konmuş çocuklar bile varmış; onlar da iyileşiyorlar gibi duruyor; ancak bayağı uzun sürüyor tedavileri. Mesela bizim bir kere aldığımız iviG‘i, onlar iki kere almışlar ve çocuklar uzun bir süre hasta olarak, evde dinlenerek yaşamışlar. Asya’da daha sık karşılaşıldığı söylense de, Uzakdoğu dillerinde forumlar okuyamadığımdan olsa gerek ABD, İngiltere, Kanada ve Avusturalya kaynaklı da bir çok forum okudum. Yani heryerde var. Kısacası, moral bozmaya gerek yok; sadece atik olmak, belirtileri öğrenmek lazım.

Benim bağışıklık sistemi ile ilgili bağlantımı, sorduğum iki doktor da reddetti. Öyle bir bağlantı olduğu tıbben gösterilmemiş dediler. Ama bence var, ben inanıyorum hala. Hem zaten bağışıklık sistemini güçlü tutmanın kimseye bir zararı yok.

Pin It

1 yorum

  • Geçmiş olsun. Çok sevindim durumunun iyiye gitmesine:)

Bir cevap yazın

(E-posta adresiniz yayımlanmayacaktır.)

/>

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Günün Önerisi: Sebzeli Lazanya

Popüler Yazılar

İrmik Helvası tarifi
Karadeniz'den Mısır Ekmeği tarifi
Limonlu Çikolata Topları tarifi
Evde margarita nasıl yapılır?
Un Helvası tarifi
Alinazik / Ali Nazik tarifi
(Bursa Usulü) Kaygana Tarifi
Fairy ve Tavada Et Pişirme Yöntemi
Fırında Patlıcan Kızartması tarifi
Kıymalı Lazanya tarifi

Bloga e-posta ile abone ol

Bu bloga abone olmak ve e-posta ile bildirimler almak için e-posta adresinizi girin.

Diğer 762 aboneye katılın