Hamilelikte Saç Boyama

Yaz sonu ailemize bir fert daha gelecek, hayırlısıyla. Bazı kadınların hamilelikte yaşadıkları bir sıkıntı da: Beyaz saçlar, dip boyalar, vs. Irsi sebeplerden dolayı benim de çok miktarda beyaz saçım var. 5. ay itibariyle artık saçlarım oldukça tatsız bir hal almıştı. Önce, “bırakayım, belki karizmatik bir hava verir” dedim. Ama hiç öyle olmadı. 69’undan gün alan bir kadına dönüştüm.

Bir süre saç ruju kullandım, saç rimeli kullandım… Saç ruju; aynen ruj kıvamında kahverengi bir ruj. Beyaz yerlere sürüyorsunuz. Ancak, kıvamı aynen ruj gibi olduğundan, bulaşma özelliği de aynı. Ruju sürdüğüm günler, elimi saçıma hiç değdirmemem gerekiyor. Yoksa elime bulaşıyor, tırnaklarımın arasına giriyor, kirli bir görüntü oluyor; bir de ayrıca onun stresini çekiyorum. Kışın yine idare etmesi daha kolay; ama yazın bir de terleme problemi olabilir.

Saç rimeli ise, aynen bildiğimiz kirpik rimeli gibi. Onu sürülen yerler sertleşiyor, kabuk gibi. Ruj kadar bulaşkan olmasa da, o da ıslanınca akan birşey sonuçta. Her ikisini de her gün yıkamak lazım, yoksa yastığınıza bulaşıyor. Kısacası, az beyazı olanlar için bir nimet olan bu iki ürün, çok beyazı olanlar için kullanışlı olmaktan çıkıyor.

Bir diğer hurafe de, 3. aydan sonra saç boyasının yapılabileceği… Kuaförler de öyle rahat söylüyorlar ki bu lafı; sanki 6000 çocuk doğurtmuş veya olabilecek her türlü komplikasyonun sorumluluğunu alıyorlarmış gibi. Bir Çağla Şıkel olmadığıma göre, bu fikri ciddiye bile almadım.

Bir diğer kuaför iddiası: Boyalar zaten bitkisel, hiçbir zararı yok. Bu konuyu da, senelerce araştırmış ve denemiş biri olarak çok rahatlıkla söyleyebilirim ki: Bir boya eğer boyuyorsa, kimyasaldır! Bu kadar net. Araştırdım, taraştırdım; en bitkisel olabilecek iki marka boyayı buldum yurt dışından. Bir tanesi 3-4 yıkama, diğeri ise 5-6 yıkama dayandı. Yani anında aktılar, kalıcı boyama sağlayamadılar.

Başka bir seçenek de kına. Ama bu kadar beyaz saçla ona da cesaret edemedim. Önleri kırmızı, arkaları bambaşka renk bir saç; daha bir kabus olabilirdi.

Gelelim hikayenin yarı mutlu sonuna. Bir dönemler saçımın uç taraflarını açık sarı yapmıştım, röfle ile. Bunu yapmak için de kuaför delikli bir bone kullanmıştı. Saçınıza plastik bir bone geçiriyorlar. Bone üzerinde yüzlerce delik var. O delikleriden tığ yardımıyla saçlar çekiyorlar. Onları boyuyorlar. Böylelikle boya saç derisine değmemiş oluyor. Mesela bu videodaki gibi. (Ama buradaki bone yumuşak plastik, benimki sertti.) Aklıma o geldi; kuaförü de ikna ettim. (Yok olmaz, birşey değişmez falan derken, sonra fikri acayip sahiplenip, ben herşeye işte böyle çözüm bulurum havalarına girdi:)

Açıkçası işlem çok zor oldu. Öncelikle, o deliklerden çok miktarda saç çıkarabilmek için, en ince tığ kullanıldı ve defalarca kere o tığ ile kafam kazındı gibi oldu. Onu geçelim, o dayanılacak gibiydi. Ama baş ağrısı feci boyutlardaydı. Çünkü o plastik bone İngiliz malıymış ve muhtemelen kibar, yumurta şeklindeki Avrupalı kafası boyutunda. Benim koca Anadolu kafamı o kadar sıktı ki, beyin kanaması geçireceğim zannettim.

O boneyi taktıktan sonra, yarım saat kadar saçları çekme işi sürüyor, boyanıyor, 45 dakika da bekleniyor. Ben tüm sınırlarımı zorladım, ancak 35. dakikada artık ağrıdan gözlerim yaşarmaya başlayınca, yeter çıkaralım, olduğu kadar dedim. Neyse, çıkarır çıkarmaz ağrı da geçti. Sonuç itibariyle, eğer hemen akmazsa, beni en az iki ay mutlu edecek, tek renk, arada tek tük beyazlar kalan bir saça sahip oldum. Herkesin başını böyle ağrıtacak diye birşey yok. Eğer saçlarınıza taktıysanız ve boya sürmek istemiyorsanız, sizin için bir alternatif olabilir diye düşündüm.